24 Eylül 2011 Cumartesi

Varanasi

Sevgili internet,
Udaipur'dan ayrildiktan sonra bir sonraki duragim olan Varanasi'ye gidebilmek icin zorunlu olarak, daha once 5 gun kaldigimiz Jaipur'da duraklamak zorunda kaldim. Cunku Udaipur'dan Varanasi'ye dogrudan tren yokmus. Olabilecek en erken tren biletlerini ayirtmama ragmen Jaipur'da iki gece gecirmek zorunda kaldim ve onceki gelisimizde konakladigimiz Blue King Guest House'da konakladim. Tekrar ayni yerde, bu sefer yoldaslarim olmadan kalmak garipti. Daha once onlarla beraber bira ictigimiz otelin terasinda yalniz bira ictim. Kaldigim iki gun boyunca cogunlukla odamda keman calistim. Neyse, bu sabah Varanasi'ye vardim. Yol boyunca muhabbet ettigim iki cok iyi Hindistanli adamla beraber trenden indik, istasyondan ciktiktan bi sure sonra vedalastik. Yine herzamanki inadimla, turist gorunce saldiran herkesi tersleyerek haritamda otellerin oldugu bolgeye dogru yurumeye koyuldum. Artik tiksindigim ve bir an once kacmak ve uzaklasmak istedigim Hindistan kalabaliginin, gurultusunun ve pisliginin en yogun oldugu sehirlerden birine geldigimi gordum. Lonely planet'tan sectigim oteli ararken, sokakta turistlere yol gostericilik yapmayi kendine yol edinmis gibi gorunen bir adam geldi, yardim ister misin Varanasi'yle ilgili herseyi biliyorum dedi. Once, ''No, thanks'' diyerek, refleks haline gelmis tepkimi verdim. Sonra baska turlu olmayacagini anladim ve bulmaya calistigim otelin ismini verdim. Adamin pesine takildim ve 5 dakika sonra aradigim otelin onundeydim. O adam olmasaydi da bulabilmek icin en az yarim saat harcardim sanirim cunku adama sormadan once yanlis yone gidiyormusum. Adamin beni iyi niyetle aradigim yere goturmesine ve para istememesine sasirdim ve sonra bu insanlara karsi biraz daha yumusadim. Neyse sonra cantalarimi otele biraktiktan sonra muzik enstrumani aramak icin disari ciktim ve Bengali Tola Road u ariyorken bi adam yanima yanasti, berber oldugunu soyledi, sakallarini duzelteyim mi dedi, yok dedim. Bu arada adam hazir yanima gelmisken hem yok istemez derken bi yandan da aradigim sokagi sordum. Surda murda derken, ayni zamanda masaj da yapiyorum falan dedi yok mok derken elimi aldi biseyler yapmaya basladi. Noluyo lan derken adam baya baya elime masaj yapmaya basladi ve baya da iyi geldi adamin yaptigi seyler. Sonra ayakustu elime masaj derken gel soyle kenara otur oldu o. Pasa pasa gittim oturdum ben de. Masajin boyutu gittikce artti ve ne oldu anlamadim ama kendimi Ganj nehrinin biraz yaninda, sokagin kenarinda yerde pis bi bezin uzerinde yuzukoyun yatarken buldum. Adam sirtima masaj yapmaya basladi, sonra bi an vucuduma masaj yapan ellerin sayisinda bir artis hissettim. Bu fazladan eller de bacaklarima ve ayaklarima masaj yapiyordu. Suphe, got korkusu, her turlu buna benzer karisik duyguyla, ulan noluyo lan a.k. derken bi yandan da masajin mayistirici etkisiyle koyun gibi yatmaya devam ediyorum. Bu arada olayin basindan beri masajin mayistirici etkisine karsi direnmeye calisan zavalli zihnim, param olmadigi ve veremeyecegim gibi seyler soyleyerek pacayi kurtarmaya calisiyor. Adam da masajin arasinda ok ok sen mutlu ben de mutlu olurum sorun degil az bisey verirsin gibisinden gonul calan laflar serpistiriveriyor aralara. 10 yildir, dunyanin heryerinden insana bu masaji yaptigini ve bu masajin ayurvedic masaj oldugunu soyluyor.Masajin sonlarina dogru 150 bana 150 arkadasima verirsin gibisinden birseyler diyor. Bu arada yok mok diyorum tabi. Evirip cevirip, vucudumu iyice yogurduktan sonra bir de oturtup omurgami iyice citlatiyor. Yaptigi hersey aslinda baya rahatlatici, icten ice sevindirik olurken insan, adamin talep ettigi fiyata razi olasi geliyo. Herbir miktar daha rahatlamayla gonlunden kopariyor istedigi parayi. Adamlarin taktigi bu tabi. Neyse sonunda istedigi fiyatin yarisindan biraz fazlasi gibi birsey verip yeniden dogmus bir sekilde kalkip uzaklasiyorum oradan. Simdilik Varanasi' de basima gelen en ilginc ve komik olay bu, tabi bir de Keman hocama bir dilruba aldim. Diyorum ve bu kaydimi yakin zaman once ayrildigimiz yol arkadaslarim ''yoldaslarim''la beraber Delhi'de cekindigimiz fotografla bitiriyorum. Gorusmek uzere...

19 Eylül 2011 Pazartesi

Yarin Udaipur'dan ayriliyorum





Sevgili internet,
Yarin Udaipur'dan ayrilacagim. Burada 4 gece kaldim ve zamanimin en buyuk kismini, icine girdigim an manzarasina ve terasina hayran kaldigim otelim Dream Heaven Guest House'un terasinda gecirdim, ve orada ne yaptim dersin, bu resimleri cizdim. Once yukaridakini, sonra da hizlica ondan kopya cekip bir de tonlusunu yaptim keceli kalemlerimle. Ilkini yaparkenki sabrima ben bile hayret ettim. 3 gun boyunca toplamda asagi yukari 7-8 saat boyunca bu resimle ugrastim. Ustelik a4 boyutunda. Ara sira sikilmama, ne ugrasiyosun ya ugrasilir mi bununla abi dememe ragmen bir guc beni devam etmeye zorladi ve bundan keyif bile aldim. Ama hergun terasa gelip, artik iyice sahiplendigim bu balkonumsu kosede gecirdigim vakit boyunca iyice kafa dinledim, vucut ve kafa olarak dinlendim. Ama bugun ne yaptim? Terasa sadece kahvalti icin ciktim ve sonra bisiklet kiralayip Udaipur'u gercekten gezmeye ciktim. Pichola Lake'in biraz kuzeyinde bir de Fateh Sagar Lake varmis. Onun etrafini dolastim. Cok guzel yerler gordum. Bu fotografta gordugun yer aslinda gol, ama yuzeyi tamamen bir tur bitkiyle kaplanmis ve arkadaki bina ise Sheraton Hotel. Gercekten cok klasti. Udaipur'a birdahaki gelisimde Sheraton Hotel'de kalabilecek kadar zengin biri olarak gelicem ve orada kalicam. Simdilik bu kadar. Yakinda gorusmek uzere hoscakal.

15 Eylül 2011 Perşembe

Ve yoldaşlar ayrılır...

Sevgili internet;
Su anda Hindistan'in Udaipur sehrindeyim, burayi cok begendim. Fevzican, Cengiz ve Su'yla yollarimizi ayirdiktan sonra yalniz geldigim ilk yer. Simdiye kadarki yorgunlugun ve gerginligin uzerine uzun bir sure de buradan ayrilmayi dusunmuyorum. Kafa dinlemek istiyorum, Hindistan cok yorucu bi ulke. Udaipur'da, aradigim huzuru bulabilecegimi dusunuyorum. Yalniz olmak d guzel. Yerlestigim otel, Udaipur'un meshur Pichola golunun hemen yaninda ve terasinin muhtesem bir manzarasi var. Lonely planet'taki en ucuz otellerin arasindan ozenle sectim bu oteli ve yolda, beni kendi otellerine almak isteyen onlarca israrci komisyoncu ve otel sahibine karsi inadimi korudum, bana yanasmaya calisan, birseyler teklif eden herkesi kabaca geri cevirdim ve Dream Heaven Hotel' i buldum. Resepsiyonu terasa kurmuslar, fiyat sormak icin yukari ciktigimda dibim dustu, en ucuz odanin geceliginin 300 rupi oldugunu ogrendim. Icten ice ''Ben burayi cok begendim, noolur bana bi oda verin'' demek istedim, ama Lonely planet'taki diger alternatifleri de gozden gecirmek icin, birkac yere daha bakip daha sonra geri gelebilecegimi soyledim ve ciktim. 7 saatlik uykusuz ve inanilmaz sarsintili bir otobus yolculugunun uzerine ve yaklasik 10-15 saatlik bir aclikla Udaipur halkina karsi en soguk tavrimla etrafta biraz dolastiktan sonra, ne yapacagini bilemez ve tukenmek uzere olan halimle sokagin ortasinda oylece durmus bekliyorken daha once de bir kere dukkaninin onunden gecerken reddettigim bir genc tekrar yanima gelip, odami ariyorsun ne ariyorsun gibi sorular sordu. Kendisine tekrar gecistirici cevaplar veriyordum, birsey aramadigimi sadece dolastigimi soyluyordum ki, kibarca gel birseyler ye dedi, ve o an pes ettim, adamin pesinden kuzu kuzu dukkana girdim. Cok ta iyi bi adammis, genc aslinda adam sayilmaz. Muzlu yogurtlu corn flakes yedim, su ictim, kendime geldim. Biraz muhabbet ettik, sevdim adami. Ressam bi arkadasinin oldugunu soyledi ve 2 dakika sonra o arkadasi geldi dukkana, tanistik, resim dukkani gibi birseyi varmis, neyse, otel bakindigimi soyledim. Birkac otel gosterdi, begenmedim, gonlum zaten Dream Heaven'daydi, gittim oraya yerlestim. Kiyafetlerimi yikadim' dus aldim ve internet cafeye geldim. Iste benim hikayem bu. Ve burdaki gunlerimin geri kalanini kafa dinleyerek, onceki gunlerdekinin aksine yavas bir tempoda dinlene dinlene gecirmeyi dusunuyorum. Ha bir de burada bisiklet kiralanabiliyormus, bazi gunler bisiklete binip etrafi dolasmayi dusunuyorum, cok guzel tepeler falan var etrafta. Hatta belki bir tane ucuzundan bisiklet satin alip onunla dolasip hatta Udaipur'dan ayrilacagim zaman bisikletle yakindaki baska bir sehre gidip orada bisikleti satip Nepal'e gecmeyi dusunuyorum. Ve simdi de simdiye kadar cizdigim resimlerden birkacini paylasmak istiyorum.



Isfahan'daki 5 kisilik dormitory odamiz


Jaipur'da, 5 gun kaldigimiz, inanilmaz ucuz ve cok guzel, cok sevdigimiz otelimiz ''Blue King Guest House''


ve onun tonlu versiyonu


Jaipur'da ilk kaldigimiz Jaipur Inn' deki odamiz


Fevzican'la kaldigimiz Mount Abu'daki otel odamiz


Fc'nin portresi, Persepolis'te




Tahran'da bir kafe ''Godot''


Tebriz'de bir sokak, Cengiz'in fotograflari tab ettirmesini beklerken


Tahran'daki otel odamiz


Isfahan'da yolcu kapan otobus sirketi elemanlari