15 Eylül 2011 Perşembe

Ve yoldaşlar ayrılır...

Sevgili internet;
Su anda Hindistan'in Udaipur sehrindeyim, burayi cok begendim. Fevzican, Cengiz ve Su'yla yollarimizi ayirdiktan sonra yalniz geldigim ilk yer. Simdiye kadarki yorgunlugun ve gerginligin uzerine uzun bir sure de buradan ayrilmayi dusunmuyorum. Kafa dinlemek istiyorum, Hindistan cok yorucu bi ulke. Udaipur'da, aradigim huzuru bulabilecegimi dusunuyorum. Yalniz olmak d guzel. Yerlestigim otel, Udaipur'un meshur Pichola golunun hemen yaninda ve terasinin muhtesem bir manzarasi var. Lonely planet'taki en ucuz otellerin arasindan ozenle sectim bu oteli ve yolda, beni kendi otellerine almak isteyen onlarca israrci komisyoncu ve otel sahibine karsi inadimi korudum, bana yanasmaya calisan, birseyler teklif eden herkesi kabaca geri cevirdim ve Dream Heaven Hotel' i buldum. Resepsiyonu terasa kurmuslar, fiyat sormak icin yukari ciktigimda dibim dustu, en ucuz odanin geceliginin 300 rupi oldugunu ogrendim. Icten ice ''Ben burayi cok begendim, noolur bana bi oda verin'' demek istedim, ama Lonely planet'taki diger alternatifleri de gozden gecirmek icin, birkac yere daha bakip daha sonra geri gelebilecegimi soyledim ve ciktim. 7 saatlik uykusuz ve inanilmaz sarsintili bir otobus yolculugunun uzerine ve yaklasik 10-15 saatlik bir aclikla Udaipur halkina karsi en soguk tavrimla etrafta biraz dolastiktan sonra, ne yapacagini bilemez ve tukenmek uzere olan halimle sokagin ortasinda oylece durmus bekliyorken daha once de bir kere dukkaninin onunden gecerken reddettigim bir genc tekrar yanima gelip, odami ariyorsun ne ariyorsun gibi sorular sordu. Kendisine tekrar gecistirici cevaplar veriyordum, birsey aramadigimi sadece dolastigimi soyluyordum ki, kibarca gel birseyler ye dedi, ve o an pes ettim, adamin pesinden kuzu kuzu dukkana girdim. Cok ta iyi bi adammis, genc aslinda adam sayilmaz. Muzlu yogurtlu corn flakes yedim, su ictim, kendime geldim. Biraz muhabbet ettik, sevdim adami. Ressam bi arkadasinin oldugunu soyledi ve 2 dakika sonra o arkadasi geldi dukkana, tanistik, resim dukkani gibi birseyi varmis, neyse, otel bakindigimi soyledim. Birkac otel gosterdi, begenmedim, gonlum zaten Dream Heaven'daydi, gittim oraya yerlestim. Kiyafetlerimi yikadim' dus aldim ve internet cafeye geldim. Iste benim hikayem bu. Ve burdaki gunlerimin geri kalanini kafa dinleyerek, onceki gunlerdekinin aksine yavas bir tempoda dinlene dinlene gecirmeyi dusunuyorum. Ha bir de burada bisiklet kiralanabiliyormus, bazi gunler bisiklete binip etrafi dolasmayi dusunuyorum, cok guzel tepeler falan var etrafta. Hatta belki bir tane ucuzundan bisiklet satin alip onunla dolasip hatta Udaipur'dan ayrilacagim zaman bisikletle yakindaki baska bir sehre gidip orada bisikleti satip Nepal'e gecmeyi dusunuyorum. Ve simdi de simdiye kadar cizdigim resimlerden birkacini paylasmak istiyorum.



Isfahan'daki 5 kisilik dormitory odamiz


Jaipur'da, 5 gun kaldigimiz, inanilmaz ucuz ve cok guzel, cok sevdigimiz otelimiz ''Blue King Guest House''


ve onun tonlu versiyonu


Jaipur'da ilk kaldigimiz Jaipur Inn' deki odamiz


Fevzican'la kaldigimiz Mount Abu'daki otel odamiz


Fc'nin portresi, Persepolis'te




Tahran'da bir kafe ''Godot''


Tebriz'de bir sokak, Cengiz'in fotograflari tab ettirmesini beklerken


Tahran'daki otel odamiz


Isfahan'da yolcu kapan otobus sirketi elemanlari

2 yorum:

  1. Yazılarını da çizimlerini de çok sevdim.
    Fikir müthiş, sergisi bile olur ki!

    Daha çok gezesin, daha çok yazasın, en çok da çizesin!

    YanıtlaSil